15 Temmuz 2011 Cuma

Montparnasse’lı Kiki

“Sefalet”le “sefahat” arasında bir hayat


Fotoğrafseverler 20. yüzyılın en önemli fotoğrafçılarından Man Ray’ın bir kadının sırtını viyolonsele çevirdiği ünlü fotoğrafı bilirler. İşte “Montparnasse’lı Kiki”, bu fotoğrafın modeli. Sadece onun mu? Man Ray’ın birçok fotoğrafının yanısıra Kisling, Foujita, Utrillo ve Leger gibi sanatçıların da modeli olarak resim tarihinde önemli bir yeri var. Kiki, 1920’lerin Montparnasse’ında birinci ve ikinci dünya savaşları arasında bohem sanat çevreleri içinde döneminin en önemli kadın karakterleri arasında yer alıyor. Uzun yıllar Man Ray’ın sevgilisi olan Kiki; sadece fotoğrafçıların, ressamların “model”i değil, döneminin “daha fazla” özgürlük arayışındaki kadınları için de öncü bir “model” olmuş...
http://tureykose.blogspot.com/2011/07/montparnassel-kiki.html


“Yaz-tatil kitapları” benzeri sınıflandırmalar bana çok anlamlı gelmiyor. Kitabın soğukta, sıcakta, kaloriferin kenarında, ya da deniz kıyısında şezlongda okunanı ayrıdır, diye bir düşüncem yok. Eğer daha kolay, rahat okunan, okuru derin memleket meselelerine çekmeyen kitaplar kastediliyorsa “Montparnasse’lı Kiki” rahatlıkla bu kategoride anılabilir. Catel’in çizdiği, Jose-Louis Bocquet’in metinleri yazdığı bu “çizgi” hayat öyküsü, bir dönem romanı gibi de okunabilir. Kitapta, bir yandan Kiki’nin sefaletten sefahata, “taşralı çirkin” kızdan “gözde” modelliğe uzanan serüvenini izlerken; öte yandan Dadaizm, Sürrealizm gibi sanat akımları hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Kiki’nin hayat hikayesinde resim-heykel-fotoğraf tarihine damgasını vuran isimler geçit resmi yapıyor. Öyle bir hayat ki; aşk da var -hem kadınlar, hem de erkeklerle-, sanat da -sadece model değil, şarkı söylüyor, resim yapıyor, dansediyor-, sefalet de, sefahat da. Uyuşturucu öyküleri de, “Montparnasse kraliçeliği” de, Coco Chanel’in partisinde şarkı söylemek de, “fahişelik” suçlamasıyla tutuklanmak da. Öyle ki; Aragon Kiki’nin “sanatçı” olduğu konusunda şahitlik yapar da tahliye edilebilir.
Kiki’nin hem görsel, hem de yazınsal açıdan ilham verici bir hayatı olmuş. Nitekim, kendisi de anılarını yazmış. Üstelik bu kitaba Hemingway önsöz yazmış. “Doğuştan güzel bir yüze sahip olan Kiki, ondan bir sanat eseri yaratmayı bilmiştir. (...)Montparnasse’a bir dönem tartışmasız Kiki hükmetmiştir, Kraliçe Viktorya bile kendi dönemine o kadar hükmedememiştir” diyor. Üstelik, Hemingway yaşamı boyunca sadece iki kitaba önsöz yazmayı kabul edecektir. Kiki, dönemin ruhuna uygun olarak kitabın imza gününde de bir skandal yaratmayı ihmal etmez. Kitabevi önünde kuyruğa girenler 30 franka kitap, imza ve Kiki’den bir öpücük alırlar.
Kiki, hayata meydan okuyan, cesur bir kadın. Yıllar sonra sefalet ve çöküş döneminde bir barda karşılaştığı Man Ray “Neden etrafında dönüp duran zenginlerden biriyle evlenmedin” diye sorduğunda “İmkansızdı, çok korkuyordum. Sıkılmaktan” karşılığını verir. Kiki’nin hayatının çizgi romanı, Colette’in, Anais Nin’in kitaplarını, kadın kahramanlarını çağrıştırıyor...
-----------
Montparnasse’lı Kiki, Catel ve Bocquet, BilgeSu Yayıncılık, 413 sayfa
---------------------------------------------------------------------------------------
15 Temmuz 2011 tarihinde Cumhuriyet Ankara ekinde yayımlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder