23 Ocak 2012 Pazartesi

Prag'da "komünizm" müzesi




“Görmüş, geçirmiş” bir kent: Prag
Komünizmin
“müzelik” olmasının hüznü


Prag, büyülü bir kent...Meydanları, 100 kulesi, kalesi, Aziz Vitus katedrali, saati, sokakları, Vltava nehri üzerindeki köprüleri ile daha adımınızı atar atmaz gözlerinizi kamaştırıyor. İkinci dünya savaşında sadece bir tek bombanın düştüğü bu kenti “Hitler'in bile bombalamaya kıyamadığı” söyleniyor. Kentin soylu bir güzelliği var, ama bu soyluluk “asalet”e değil, “görmüş geçirmiş”liğe bir vurgu. Prag, çok şeyler “görmüş” ve “geçirmiş” bir kent. Nazi işgalini de biliyor, kızıl orduyu da, komünizmi de, Sovyet tanklarını da... Baharı da, kışı da, işgali de, kadife devrimi de...

13 Ocak 2012 Cuma

Yourcenar’dan Mişima kitabı

İntiharı “edebiyatına” dahil

Marguerite Yourcenar’in
Mişima Ya da Boşluk Algısı kitabı, Mişima’nın “hayatı” üzerinden “yapıtları”na bakan kapsamlı bir deneme kitabı. Mişima, romanları kadar hayat öyküsüyle de çağdaş edebiyatın kültleşmiş isimlerinden. Seppukusu (Japonların geleneksel intihar ritüeli), törensel intiharı da “edebiyatına” dahil...

5 Ocak 2012 Perşembe

Kalp Zamanı'ndan Malina'ya Bakmak


Her okurun zamanla kişisel bir "kanon"u oluşur. Bu listeye "aldığınız, seçtiğiniz" kitaplara belli aralıklarla hep yeniden dönersiniz. Malina, benim kanonumun ilk sıralarında yer alan kitaplardan. Son dönemde deprem vesilesiyle gündelik hayattaki faşizmi tartışırken "Faşizm atılan ilk bombalarla başlamaz, insanlar arasındaki ilişkilerde başlar" diyen İngeborg Bachmann'ı anımsadım ve yeniden Malina'yı okumaya başladım. Sonra iki büyük şairin Bachmann ve Paul Celan'ın Kalp Zamanı adıyla yayımlanan mektuplarını okudum. Bir kez de Kalp Zamanı'ndan Malina'ya baktım...