11 Mart 2013 Pazartesi

Reha Çamuroğlu'ndan Nazar


'Öldüren inanca saygı gösterilmez'



Zulüm gören kadınlara ithaf edilmiş bir kitap; Nazar. Yazar, eski AKP milletvekili Reha Çamuroğlu’nun son kitabı. Çamuroğlu kitabında ortaçağda cadı avını anlatırken; kitabın sonundaki “ek söz”de vahşice öldürülen cadıların hikâyesini 21. yüzyılda özellikle Suudi Arabistan gibi ülkelerde “devlet eliyle” katledilen kadınların hikâyesine ekliyor. Nazar’da kurumsallaşmış dinlere ve kapitalizme ciddi eleştiriler yöneltiyor Çamuroğlu. Cadı avcılarının anlayışını “melankoli, düzene isyan ve ayakların baş olmaya çalıştığı bir yer, bunların yayıldığı bir yer görürseniz, artık orada şeytanın kendisini aramaya başlamalısınız” diye özetliyor. Çamuroğlu ile ortaçağdaki cadı avlarından günümüze kadın cinayetleri ve bu cinayetlerin arkasındaki iklimi konuştuk.

7 Mart 2013 Perşembe

Orhan Tüleylioğlu'ndan Merdivende Üç Şair



Bir fotoğraf ki, tutuşturur yürekleri



Şairler yanarken kelimeleri ne olur? Kelimeleri de yanar mı? Yanar da küle dönüşür mü? Bazı kelimeler denize doğru uçuşup söner mi? Bazıları duman olup göğe uçar mı? Bazıları yere mi düşer? Şairler yangın yerinde düşerken... Şairlerin ateşe karışmadan önceki son halleri, son suretleri her bakışta tutuşturmaz mı yürekleri? Hiçbir gözyaşının söndüremeyeceği ateşler yakmaz mı yüreklerde?
Yirminci yüzyıl acıların, kırımların, savaşların yüzyılı. Robert Capa, “Düşen Asker” fotoğrafında İspanya iç savaşında vurulan askerin ölüm anını yüreklerimize çiviler. Sivas katliamından sağ kurtulan -ancak bu kırıma kalbi dayanmayan ve yedi ay sonra kalp krizi geçirip yaşamını yitiren- gazeteci yazar Battal Pehlivan’ın 1993 yılında çektiği ve ölümden önceki son “anları” kare içine aldığı “Merdivende üç şair” fotoğrafı da yüreklerimize cam parçaları batırıyor. Yaklaşan ölüm karşısındaki çaresizliğin bu fotoğrafı, her bakışta yeniden kanatıyor yürekleri... Her bakışta yeni bir cam parçası kımıldıyor içimizde... Tarihe, bir yirminci yüzyıl utancının foto-notunu düşüyor...

4 Mart 2013 Pazartesi

Amin Maalouf'tan Doğu'dan Uzakta

“Tarihin hataları” ve “parantezler”




Amin Maalouf'
un son kitabı Doğu'dan Uzakta, terkedilmiş ülkeye dönüşün, “mazi”yle, gençlikle karşılaşmanın, hesaplaşmanın kitabı. Kavafis
ünlü şiirinde “Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın /bu şehir arkandan gelecektir” der ya; ne kadar uzağa giderseniz gidin ana yurdunuz peşinizi bırakmaz, ne kadar kaçarsanız kaçın çocukluğunuz-gençliğiniz peşinizden gelir...

Lübnan asıllı Fransız yazar Maalouf’un romanı, otobiyografik özellikleri baskın bir kitap. Fransa’da yaşayan ve “adını yazmaktan ürktüğü sevgili ülkesine” dönen Adam’ın hikayesi, birçok yerde Amin Maalouf’un hayatıyla örtüşüyor. İç savaşın darmadağın ettiği hayatlar ve yıllar sonra ülkelerine dönen bir grup arkadaşın hikayesi, 16 günlük bir iç hesaplaşma ve yüzleşmelerin romanı olarak karşımıza çıkıyor....