13 Temmuz 2011 Çarşamba

Ahmet Ümit’ten İstanbul Hatırası

İstanbul’u cinayetlerle savunmak

Polisiye yazarı Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası, İstanbul’a bir güzelleme. Dan Brown’un romanlarını çağrıştıran bu kitap, yazarın İstanbul’a bir “sevgi, saygı” armağanı. İstanbul’un talan edilmesine “edebi” bir isyan. “Şehir adına alınan bir intikam”ın romanı...
http://tureykose.blogspot.com/2011/07/ahmet-umitten-istanbul-hatras.html


Roman Sarayburnu’nda Atatürk heykelinin ayaklarının dibine bırakılan bir cesetle başlıyor. Cinayetler sürerken, kurbanlar hep tarihi mekanların önüne bırakılıyor, yanlarına da vurgulanmak istenen dönemle ilgili bir sikke konuyor ve her kurban bir sonraki maktulün bırakılacağı yerin yönünü gösteriyor. Öldürülenlerin kenti talan eden, buna katkıda bulunan akademisyenler, gazeteciler, avukatlar, işadamları olması dikkat çekici. Komiser Nevzat bu cinayetlerin izini sürerken; bir yanda İstanbul’u Savunma Derneği, diğer yanda kenti talan edenler ve işbirlikçileri “zanlı” olarak öne çıkıyor. Kentine tutkun, tarih bilincine sahip, cinayetleriyle “mesaj” verecek kadar zeki ve kültürlü katillere -cinayetler çok vahşi olmasa- neredeyse “anlayışla” yaklaşıyor okur. Yazar, cinayetler ve tarihsel arka planlarıyla ilgili ipucu verirken şunları söylüyor:
“Hani eskiden tanrılara kurbanlar adanırmış, katiller de bu şehre sunuyorlar kurbanlarını. Üstelik seçtikleri şahıslar hiç de masum değil. Sanırım özellikle bu tür insanları seçiyorlar. İstanbul halkına bir tür mesaj veriyorlar. Bu kente zarar verene , biz de zarar veririz, demek istiyorlar. Bir tür tarih dersi de diyebiliriz buna. İşte, bu yüzden cinayetlerini bu kenti kuran hükümdarların sikkeleriyle , onların yaptıkları anıtlarla taçlandırıyorlar. Bu kenti kuran Kral Byzas, Roma imparatorluğunun başkenti yapan Büyük Konstantin, aşılmaz kara surlarını yaptıran II.Teodosius, Konstantinopolis’i adeta yeniden kuran Jüstinyen...Yorgun, yaşlı ve dört yandan kuşatılmış bir ortaçağ kentinden Osmanlı payitahtını yaratan Fatih Sultan Mehmed...”
Romanda adı geçen saraylar, mabetler, zindanlar, camiler okuru çağırıyor. Ayasofya ve Süleymaniye’nin arkasındaki iki kadın Teodora ve Hürrem Sultan’la ilgili öyküler etkileyici. Ayasofya’nın “aşka adanmış bir yapı” olduğunu, sütunların üzerinde Jüstinyen’le Teodora’nın isimlerini baş harfleri olduğunu öğrenince bu bilgiler ışığında Ayasofya’yı ziyaret etmek istiyor okuyucu. Ya da, Don Kişot’un yazarı Cervantes’in “amele olarak çalıştığı” Kılıç Ali Paşa Camii’ni merak ediyor. Mimar Sinan’ın kentinin sokaklarında dolaşmak istiyor. Ahmet Ümit, kendisiyle yapılan bir söyleşide “İstanbul Hatırası, İstanbul’da yaşayanların kendi canlarını İstanbul’a hatıra etmeleri, yadigar bırakmalarıdır. Bu kitabı, İstanbul’a benden bir hatıra olsun diye yazdım. Ahmet Ümit’in İstanbul’a hatırası ve vefa borcu” diyordu. Ahmet Ümit’in İstanbul’a “hatırasını” okuyun ve bu kitabın davetine uyup İstanbul’a gidin...Bu kadim kente “bakın”, yeni bir gözle “görün”...
-------------------------------------------------------------------------------
İstanbul Hatırası, Ahmet Ümit, Everest Yayınları, 561 sayfa
_________
Cumhuriyet Ankara ekinde  8 Temmuz Cumartesi günü yayımlandı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder