29 Haziran 2011 Çarşamba

Faulkner’dan Ses ve Öfke

William Faulknerın Ses ve Öfke romanı, 20. yüzyılın çağdaş Amerikan edebiyatının klasiklerinden. Sıradan insanların büyük trajedilerinin romanı. Nobelli yazar, bu kitabı birkaç kez yazmış. Romanın ilk bölümü, okur için sınav anlamı taşıyor. Bu bölümün zorlu, kafa karıştırıcı sayfaları aşılıp, ikinci bölüme geçildiğinde kitap açılıyor. Okumak, kavramak, anlamak biraz daha kolaylaşıyor. Ama sadece biraz!
http://tureykose.blogspot.com/2011/06/faulknerdan-ses-ve-ofke.html

Kitapta ABDnin güneyinde yaşayan Compson ailesinin dağılışı anlatılıyor. İlk bölümde zihinsel özürlü oğul Beny; ikinci bölümde kızkardeşi Candace (Caddy) ile yaşadığı ensest nedeniyle karışık duygular içindeki ağabey Quentin; üçüncü bölümde de mantıklı, otoriter diğer erkek kardeş Jasonın anlatımlarıyla ailede yaşananları izliyoruz. Ses ve Öfkeye Ekbaşlıklı William Faulkner imzalı son bölümde anlatıcı yazar olayların sonunu açıklığa kavuşturuyor.
Romanda çizgisel olarak akan bir zaman kavramı yok. İlk bölüm 7 Nisan 1928, ikinci bölüm 2 Haziran 1910, üçüncü bölüm 6 Nisan 1928, dördüncü bölüm 8 Nisan 1928 başlığını taşıyor. İlk bölüm zihinsel özürlü kardeşin gözünden anlatılırken; daha çok sesler, kokularla aktarılan, içgüdüsel, dağınık bir anlatım söz konusu. Bilinç akışı tekniği kullanıldığından, -bölüm anlatıcısının zihinsel özürlü olduğu da göz önüne alındığında- izlemesi, kavraması zor bir anlatım var. İkinci bölüm Quentine armağan edilen bir saatten yola çıkılarakzamankavramıyla ilgili çarpıcı bir bölümle başlıyor: Sana bütün umutların ve özlemlerin mezarını veriyorum, demişti; o daha çok insan yaşantılarının saçmalığına varman için acıta acıta kullanılmaya elverişlidir, böylece senin kişisel ihtiyaçlarını babanın ve onun da babasının ihtiyaçlarını karşıladığından daha çok karşılayamayacaktır . Bu saati sana zamanı hatırlayasın diye değil, ara sıra onu bir an olsun unutasın ve soluğunun hepsini onu elde etmek için harcamayasın diye veriyorum. Çünkü şimdiye kadar hiçbir savaş kazanılmamıştır, demişti. Savaş alanı insanların delilikleri ile umutsuzluklarını ortaya çıkarır ve zafer felsefecilerle budalaların hayalidir.
Zaman acıta acıtailerliyor, ensest ilişki Quentini intihara götürüyor. Faulknerın karakterlerinin inandırıcılığı, kahramanlarının özellikleriyle anlatım dili arasındaki koşutluk çarpıcı. Olay örgüsü karışık, anlatım dili okuru zorluyor. Ses ve Öfke, Faulknerın yazdığı ilk romanlardan olmasına karşın birçok eleştirmen tarafından yazarın en iyi romanı olarak anılıyor. Buna en zor okunanromanı özelliğini de mutlaka eklemek gerekir. Bazı kitaplar emek ister ve onlara ancak ikinci okumanızda ve belli bir yaştan sonra ulaşabilirsiniz.Ses ve Öfke, okurluk tecrübesi”, bilgisi ve sezgisi isteyen bu tür kitaplardan...
----------------------------------
Cumhuriyet Ankara ekinde 10.06.2011 tarinde yayımlandı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder