1 Haziran 2011 Çarşamba

Murat Uyurkulak’tan Bazuka


Murat Uyurkulak Tol ve Hardan sonra bu kez Bazuka ile okurun karşısına çıkıyor. Aşk, yalnızlık ve şiddete dair öykülerde edebiyatta çoktandır unutulan sokaktaki adamlar başrollerde... Yazar, hayatınbaşrolvermediği mağluplarıanlatıyor ve onların tarafından bakıyor hayata...
http://tureykose.blogspot.com/2011/06/murat-uyurkulaktan-bazuka.html


Tutkular Kitaplığıadlı öykü; Uyurkulakın kadri bilinmemiş, hakkı yenmiş yazarlara saygı duruşu. Ünlü gazetecileri, reklamcıları, milletvekillerini kaçıran kişi, adı sanı duyulmamış yazarlar ve kitapları için gazetelere ilanlar verilmesini, kampanyalar yürütülmesini ister. Reha Mağden ve Emrah Serbese nazire niyetine yazılmış bu öyküde yazar okura da bir selam gönderiyor:
Okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır.
Kitaptaki Pembe ve Kırmızıöyküleri iç burkan sahicilikte öyküler.Benim hayatımı pembe renk yaktıdiyen adamın hikâyesi renklerle ilgili önyargıları gözler önüne seriyor. Yazara bu öykü için Elif Şafakın -maço erkek okurlarının pembe kapaklı kitap okuyamaması üzerine hizmette sınır tanımayıp!-Aşk romanının gri kapakla da yayımlanmasına duyduğu öfke esin kaynağı olmuş. “Piyasanın üstelik böylesine cinsiyetçi taleplerine biat etmeye karşı tavır koymak lazımdı, öfkelendimdiyor. Kırmızıkitaptaki en çarpıcı öykülerden biri.İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyordiye başlıyor bu öykü. Birinci Dünya Savaşı ve akabinde İstiklâl Harbi’nde 9 yıl askerlik yaptıktan sonra biraz delirmiş, çevresinde kırmızıyı yasaklayan ve ancak siyah bir güneş gözlüğünden sonra hayata katlanabilen Hamza Dede çok dokunaklı bir karakter: Hamza kırmızıyı sevmiyordu, çünkü ölüm ve zulüm kırmızının kardeşiydi. Hamza beyazı da sevmiyordu, çünkü mermi kafaya girince beyin beyaz beyaz saçılıyordu. Sarıyı da sevmiyordu, çünkü irin bağlayan yaralardan sarı sıvılar akıyordu. Hamza hangi renk parlıyorsa o rengi sevmiyordu.
Aşk, Yalnızlık ve Bazuka naif bir aşk ve yalnızlık öyküsü.Şarapokuru gülümsetiyor. Kuş yuvasıise cinsel kimliklerle ilgili tereddütlere, farklı yönelimlere ilişkin yürek burkan bir öykü. Murat Uyurkulak, sert hikâyeleri ironik, gülümseten bir dille anlatıyor. Ama öykülerin sonunda hep okurun boğazına bir yumru yerleşiyor sanki... Yazar, kitabın başında epigraf olarak Shakespearein-Can Yücelin o güzelim çevirisinden- Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmezdizesini kullanıyor. Bu yangın yerindeki mağdur ve mağluplarının öyküleri Sait Faikin kahramanlarını anımsatıyor...
———-
Murat Uyurkulak, Bazuka, Metis Yayınları, 92 sayfa.
———-
Öneri: Her şeyin Sonundayım,
Tezer Özlü-Ferid Edgü mektuplaşmaları

Cumhuriyet Ankara Eki'nde yayımlandı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder