1 Haziran 2011 Çarşamba

Cumhuriyet’le Büyümek


1982 yılında İzmir Büro’ya stajyerolarak girmemin üzerinden neredeyse 30 yıl geçti. O dönemin İzmir Temsilcisi olan Hikmet Çetinkaya beni gazeteye stajyer olarak alırken küçük bir sınavdan geçirmişti. Bu, gazetecilikten çok bir okurluk sınavıydı. Nâzım Hikmet, Attilâ İlhan ve Cemal Süreyadan şiirler bildiğim anlaşılınca gazeteye stajyer olarak kabul edilmiştim. Gazetecilikte edebiyat yapmakhemen göze batar; ancak edebiyatla akrabalığın katkısı da yadsınamaz. Bakınız; Işık Kansunun yazıları, röportajları...
http://tureykose.blogspot.com/2011/06/cumhuriyetle-buyumek.html


Gazetecilikte usta-çırak ilişkisine inananlardanım. İzmir Büro’da Hikmet Çetinkayanın az fırçasını yemedim. Yazdığım haberleri buruşturup çöpe attı, istifalara kalkıştım, Ağabeylere kızılmazyazılı çiçeklerle gönlümü aldı. O dönemde İstanbulda Haber Merkezi Müdürümüz olan Yalçın Bayerin yazdığım bir haberle ilgili gece yarısı evden arayıp fırçaatmasını da unutmam. Elbette eşit ilişkilere dayanan çalışma koşulları önemlidir. Ancak, bazı mesleklerde usta-çırakilişkisinin önemi de görmezden gelinemez diye düşünüyorum.
1993’te İzmirden Ankaraya geldim. O yıllardan beri Ankara Büro’dan kimler geldi kimler geçti? İsmet Demirdöğen, Haluk Geray, Güneş Gürson, Nursun Erel, Doğan Akın, Hakkı Erdem, Serkan Demirtaş, Banu Salman, Mutlu Sereli, Hazal Ateş, Şebnem Güngör, Ayhan Şimşek, Bülent Sarıoğlu, Ergun Aksoy, Evren Değer, Rıza Ezer, Bahar Tanrısever, Lale Sarıibrahimoğlu, Ebru Toktar, Göksel Polat, Evin Göktaş, Tarık Tınazay, Hacer Boyacıoğlu, Esra Yener, Kemal Yurteri, Hülya Karabağlı, Dürdane Kırçuval, Sebahat Karakoyun, Alper Ballı, Yusuf Özkan, Can Gazalcı, Osman Aydoğan, Hasan Aydın, Ece Temelkuran, Mahmut Gürer, Mehmet Açıktan, Lütfiye Baltacıoğlu... Ankarada, İstanbulda Cumhuriyet okulundan geçmiş ne çok meslektaşımız, dostumuz var. Hepsinin Cumhuriyete katkıları unutulmaz...
Eski fotoğraflara bakıyorum, kayıplarımız da ne çok. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Ekmekçi, Yılmaz Gümüşbaş ve Mahmut Tali Öngöreni saygıyla anıyorum. Uğur Mumcunun meslek heyecanını, Mustafa Ekmekçinin haber kaynaklarıyla-insanlarla çok yakın ilişkisini, Yılmaz Gümüşbaşın nezaketini, Mahmut Tali Öngörenle sinema sohbetlerimizi unutmanın olanağı var mı ? Cumhuriyet Ankara Bürodeyince, Işık Kansunun büroya hep kol kanat gerenabağeyliğini anmadan geçmek olmaz. Aramızdaki yaş farkı ne kadar az olursa olsun, O hep ağabey oldu... Danıştığımız, dert yandığımız, zaman zaman iki tek atıp sohbet ettiğimiz...
Cumhuriyete İzmir Büro’da genç bir stajyer olarak başladığım günlerden, Ankara Büro’nun en eskileri arasına girdiğim günlere geldik. Tüm meslek yaşamım Cumhuriyette geçti, Cumhuriyetle birlikte büyüdüm. 12 Eylül askeri darbesinin ardından gazetenin kapandığı günleri unutmuyorum. Sonra gazetedeki büyük kırılmayı, arkasından Ergenekon dalgalarını ve temsilcilimiz Mustafa Balbayın Ankara Büro’dan götürüldüğü günleri... Hayatımıza Silivri ziyaretlerinin girmesini... Cumhuriyette zor zamanlardan geçtik, geçiyoruz... Bir gün hepsi tarih olacak, birileri Cumhuriyetle ilgili yeni kitaplar yazacak. Geride gazete sayfalarındaki haberler, anılar, dostluklar kalacak... Ve eski fotoğraflar...

Cumhuriyet Ankara Eki'nde yayımlandı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder