20 Temmuz 2012 Cuma

Antonio Tabucchi'den "Pereıra İddia Ediyor"


Edebiyat sığınağından hayata atlamak


Antonio Tabucchinin Pereıra İddia Ediyor romanı, faşizmin kol gezdiği bir ülkede edebiyatla içiçe yaşayan ve politikaya uzak duran bir gazetecinin dönüşümünün hikâyesi. Roman, Faşizmi ne kadar görmezden gelebilirsiniz?,Ne kadar edebiyata saklanabilirsiniz? sorularına yanıt ararken, sıradan bir insanın içinden nasıl bir kahraman çıkarabildiğini de anlatıyor...



Kahramanımız, İspanya’da iç savaş, İtalya’da faşizm, Portekiz’de Salazar diktatörlüğü hüküm sürerken; Lizbon’da bir akşam gazetesinin kültür sayfasını hazırlayan Pereıra.Yıl 1938. Pereıra Balzac, Daudet çevirileri yapan, ölmüş yazarlara ilgili anma yazıları ve yaşayan bazı yazarlar için önceden hazırlanmış ölüm yazıları ile ilgilenen bir gazeteci. Evde de her gün ölmüş karısının fotoğrafıyla konuşuyor. Hayattan çok ölüme yakın görünüyor. Birden yaşamına Monteiro Rossi adlı genç sevgilisi giriyor. Rossi’yi bazı yazarlar ölüm yazıları yazması için stajyer olarak işe alıyor. Oysa yazılarını yayınlanır bile bulmamıştır. Genç adamın yazıları politiktir. Rossi’nin, direnişin içinde olduğunu sezeriz. Bu genç adam ve sevgilisiyle ilişkisi kahramanımızı hayatını sorgulamaya itiyor. Eğer onlar haklıysa, benim yaşamımın anlamı yok olur, Coimbrada edebiyat okumuş olmanın ve hep edebiyatın dünyada en önemli şey olduğuna inanmış olmanın anlamı kalmaz diye düşünmeye başlıyor.
Pereıra’yı bu gençler kadar, doktoru Cardoso da kitapların arasından hayata, kitaplardaki geçmiş zamandan bugünkü zamana çağırıyor. Doktor Cardoso Bırakın geçmişle uğraşmayı, gelecekle görüşün diyor. Doktor, Pereıara’nın Yılanların deri değiştirmesi gibi üstün ben değiştirdiğini, bunun yaşamını değiştireceğini” de söylüyor. Nitekim haklı çıkıyor. Gençler Pereıra’nın kafasına sorular sokarken, müdürü de sansürü dayatarak bunaltıyor. Müdürü, Pereıra’nın kültür sayfasında yayımladığı Alphonse Daudet’in yaşasan Fransadiye biten 19. yüzyıl öyküsünü sakıncalı buluyor, sayfalarında vatansever Portekizli yazarlara yer vermesini istiyor.
Roman, Pereıra’nın en samimi, cesur, meydan okuyan, özgür ölüm yazısıyla sona eriyor. Ülkesinde faşizm hüküm sürerken edebiyat ağacının gölgesine sığınmış bir gazetecinin günün birinde ölüm den hayata, teslimiyetten meydan okumaya uzanan -üstelik bunu öyle çok büyük cümlelerle değil, doğallıkla yapan- Pereıra’nın romanı gazetecilerin baskı dönemlerinde verdiği sınavlar için çarpıcı bir örnek. Celal Üster, kitap ekinde bu kitabı anlatırken İtalya’da muhalefet, iletişim ve medya dünyasının büyük bölümünü elinde tutan Berlusconiye karşı direnişin Tabucchi’nin bu yapıtının çevresinde yürütüldüğünü aktarmıştı.
Münir Gölenin çevirdiği bu küçük roman, dokunaklı, hüzünlü bir öykü. Baskı dönemlerinde suya sabuna dokunmadan yaşamak, edebiyata sığınmak-saklanmak- kolay değildir. Hayat, apolitik bir gazetecinin içinden usul usul bir kahraman çıkarabilir...

--------------------------------------------------


Pereıra İddia Ediyor, Antonio Tabucchi, 167 sayfa.

---------------------------------------------------
Cumhuriyet gazetesi Ankara ekinde 16 Temmuz 2012 tarihinde yayımlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder